KOAH Beslenme
- Doç. Dr. Pervin KORKMAZ
- 15 Kas 2023
- 3 dakikada okunur
KOAH hastasıyım, neden zayıflıyorum ve yemek yiyemiyorum? Nasıl beslenmeli ve nelere dikkat etmeliyim? Tüm bu soruların, cevaplarının yer aldığı yazımız ile sizlerleyiz.

Beslenme bozukluğu bireyin hesaplanan ideal kilosunun %90’ının altında ya da vücut kitle indeksinin 20’nin altında olması şeklinde tanımlanır. Aslında önlenebilir bir hastalık olan KOAH’lı olgularda hastalığın seyri sırasında beslenme bozukluğu çeşitli nedenlerle ortaya çıkmaktadır. Solunum fonksiyonları bozuldukça beslenme yetersizliği artar, beslenme yetersizliği arttıkça da hastalığın prognozu kötüleşir. Tabi bireyin kendisi de yanlış seçimler sonucu kötü besleniyor olabilir.
Hava yolundaki darlık nedeniyle, akciğerdeki hava gerektiği kadar boşalamaz ve akciğerde hava hapsi gerçekleşir. Bunun sonucunda solunum kası olan diyafram aşağı itilir. Yemek yeme sırasında mide doldukça, hasta nefes darlığı hisseder ve yemek alımını erken sonlandırır. Çiğneme ve yutma işleri hastanın oksijen satürasyonunu düşürür, hasta nefes darlığı hisseder. Alması gerektiği besin miktarını nefes darlığı ile alamamış olur. Beraberinde görülen anksiyite, depresyon, peptik ulkus gibi hastalıklar da iştahı azaltır. Alınan gıdaların sindirimi sırasında da oksijene ihtiyaç vardır. Hastadaki oksijen düşüklüğü mide bağırsak sisteminin çalışmasını ve besinlerin emilimini olumsuz etkiler.
'' Aynı zamanda KOAH’lı hastalar solunum işini gerçekleştirmek için sağlıklı bireylere göre daha çok enerji harcamak zorundadır. Bu artış normalin 10 katına kadar ulaşabilir ''
Hastalık sadece akciğerlerde değil, tüm vücutta inflamatuar bir yanıta yol açtığı için vücutta katabolik (yıkımla giden) bir sürece neden olmaktadır. Bunun bir parçası olarak da kilo kaybı ve kas erimesi gelişmektedir. Geçirilen her KOAH atağı da metabolizmayı arttırarak enerji tüketimini arttırmaktadır.
Sonuç olarak gerekli enerji için; alımın azalması ve bazal hayatı idame etmek için artmış enerji ihtiyacı, hastada gözle görülür bir kilo kaybına neden olmaktadır.
Bu süreçte beslenme için nelere dikkat etmeliyiz?
Hastanın günlük enerji ihtiyacı cinsiyet, boy, kilo, yaş, aktivite durumu, vücudun içinde bulunduğu stres ve ısı durumuna göre hesaplanmaktadır. Bu kalorinin %15-30’unun proteinden, bu da yaklaşık kg başına 1 gr olarak hesaplanabilir, %45-50 sinin yağdan, geri kalanın ise karbonhidrattan sağlanması önerilmektedir. Özellikle yüksek karbonhidrat tüketiminden kaçınılması, karbondioksit artışını dolayısıyla solunum işini arttırmamak amacıyla, önerilmektedir.
Tüketilen besin çeşitleri, tüketilen miktar ve öğün araları beslenmeyi olumlu ya da olumsuz olarak etkileyebilir. Dört ana grup yiyecekten uygun miktarlarda tüketilmesi önemlidir. Dört gruba baktığımızda;
• Proteinler: Her gün alınması gerekir. Et, balık, yumurta, peynir, süt, baklagillerde bol bulunur. Günde en az 2 öğün alınmalıdır.
• Karbonhidratlar: Fazla tüketmekten kaçınılmalıdır.
Nişastalı olanlar: Ekmek, patates, pirinç, makarna vb.
Şeker içerikli olanlar: Şekerleme, bisküvi, kek, çikolata vb
• Yağlar: Enerji bakımından çok zengindir. Kalori kontrolü gerekiyorsa mutlaka diyetisyen ile görüşülmelidir.
• Meyve ve sebzeler: Vücut için gerekli olan vitamin ve mineralleri sağlar. Günde toplam 4 porsiyon (200 gr meyve ve 200 gr sebze) alınmalıdır.
-Yeterli miktarda sıvı tüketimine özen gösterilmelidir. Kalp yetmezliğiniz varsa doktorunuzun önerisine bu konuda dikkate alın
-Günlük 3 öğün yerine beslenmenin az az ve sık olarak, örneğin 6 öğün, gerçekleştirilmesi şişkinlik ve nefes darlığı hissinizi azaltacaktır.
-Yemek yerken az konuşmaya çalışarak, lokmalarınızı daha yavaş yemek ile solunum iş yükünüzü daha az arttırmış olursunuz.
-Elma, lahana, mısır, salatalık, turp, işlenmiş gıdalar ve gazlı içecekler gibi gaz yapıcı besinlerden uzak durun. Benzer şekilde kabızlığınız varsa, bunu çözmek için hekiminizle
-Bitkisel yağlar ve balık yağı kullanın.
-Yağsız et tüketmeye dikkat edin. Haftada en az 2 kez balığa yer verin.
-Günlük tuz alımınızı azaltın. Günde 5 gr’dan fazla tuz tüketmeyin.
-Tam tahıllar ve ürünlerini tercih edin(buğday, çavdar, yulaf, bulgur, arpa, mısır, pirinç)
-Posalı (lifli) gıda tüketimi arttırın. Kuru baklagiller olan kuru fasulye, börülce, bezelye, mercimek, nohut ve barbunya, elma, armut, şeftali, ayva, incir, çilek, kuru kayısı ve kuru incir, marul, kereviz, karnabahar, brokoli, ıspanak, havuç ve patates posalı yiyeceklerdir.
-Şekerle tatlandırılmış içeceklerden uzak durun.
Hatırlamak gerekir ki; fazla kilolu olmak da sağlıklı değildir. Kilo vermeniz gerektiği takdirde de lifli gıda tüketimini, su içmeyi, günlük egzersiz miktarınızı arttırıp yağ ve şeker tüketimini azaltın.
KOAH’ın hangi evresinde olursanız olun, yapabileceğiniz size uygun egzersizler mevcuttur. Hayatınızdan hareketi eksik etmeyin
koahbeslenme | drpervinkorkmaz
Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere,
Sağlıkla ve Sevgiyle kalın.
Yorumlar